Zaman
Hep korkmuşumdur zamandan;
Akıp gitmesi ayrı,
alıp götürdükleri ayrı bir hüzün bırakır insanın içinde;
Geçmişe dönüp baktığında ne de çabuk geçmiş dersin,
gelecek umutlar peşinde koşarken su gibi akıp gitmesini istersin;
Mutluluğun zirvesinde sımsıkı tutunmak istersin ona,
acının en doruk noktasında,
avuçlarının arasından kayıp gitmesini beklersin..
Şimdilerde yine aynı korku var içimde;
Sen varsın çünkü ve sen de zamana bırakıyorsun bazı şeyleri.
Seni sensiz yaşamakla,
sensizliğe seni katmak arasında bir savaş bu bendeki;
zaman
Ya bendeki seni alıp götürecek çok uzaklara,
Ya da seni bana geri verecek sonsuza kadar...
İstanbul - 2005 taner bektaş
Bir Ölünün Gözyaşları
Hayat dediğin kısa metrajlı bir film,
Ne dünyaya gelirken sorarlar sana
Ne de alırken Azrail canını "gelmeyi düşünür müydün?" diye;
Yolu yok gelecek, görecek ve en nihayetinde gideceksin;
Ama bu mecburiyetin içinde yaşamayı bilmelisin olması gerektiği gibi;
Ne eksik, ne fazla;
Haddini bileceksin,
Yaşaman gerektiği kadarını yaşayıp, fazlasına hacet etmeyeceksin,
Elbette sevip sevileceksin,
Ama en önemlisi kıymet bileceksin;
Boş işlerle uğraşma,
Sen sen ol sakın kalp kırıp ah alma,
Bir çiçekten bal alıp diğerine atlama,
Yok yere can yakıp, kimseyi ağlatma,
Seviyorum deyip iki gün sonra kaçma,
Onu bunu dolandırıp ortalıkta dolanma,
Sevgi çal, mutluluk çal ama kimsenin malına göz koyma,
Yalana, riyakarlığa, küfre bulaşma,
İçten pazarlıklı ve fesat olma,
İnsanları sevmeyi öğren sevgisiz kalma,
Boş hayaller kurup içinde kaybolma,
Ukalalığın sınırı yok buna ihtiyaç duyma,
İnancın kadar yaşa ve inancından asla şaşma;
Cehennemde yanmayı göze alıyorsan bu söylediklerimi hiç kafana takma!!!
Ama cenneti de gösterdiler uzaktan bana bunu da unutma;
Evet ben öldüm
Ve şimdi farkındayım her şeyin
Keşkelerle geçmiyor ömür
Ah keşke diyesi geliyor insanın ama burada onu da söyleyemiyorsun
Çok geç artık
Her şey için çok geç;
Cehennem azabında mı yoksa cennetin kapısında ağlamak mı??
İki gözyaşı arasında ki farkı bil ve ona göre yaşa...
İstanbul - 01.10.2006 taner bektaş
Adı Yağmur
Dün akşam sen yağıyordun üstüme,
Dün akşam herkes seni konuştu,
Göğü yararcasına yere düşüşünü seyretti.
Dün akşam ben de bir başkaydım,
İlk defa yağmurun tadını çıkardım.
Senin ismini sayıklayarak, yağan yağmuru kıskandıran bir edayla
Seni düşündüm..
Trabzon - 26.03.2005 taner bektaş
Ayrılık
Ne hayallerim vardı sana ve aşkıma dair,
Meğer iki günlük bir heyecanmış seninkisi,
Oysa o ilk gün hani tanıştığımız,
Gözlerimi gözlerinden ayıramadığım,
İçimde fırtınalar kopardığın o ilk gün
Hiç böyle olacağını düşünmemiştim,
Aslında hazırdım böylesi ayrılığa.
Ama insan ne kadar hazır olabilir ki,
Ne kadar dayanabilir ki o sözler karşısında?
Şimdi kalbimde fırtına öncesi sessizlik,
Sanki ölü toprağı serilmişcesine üzerime,
O kadar yalnız, o kadar sessiz ve bir o kadar sensizim...
İyi olmak, değer vermek, aşkını göstermek
Ya da her ne kadar güzel şey varsa yapılabilecek,
Bunların hiçbiri senin bana olan duygularını değiştiremezdi,
Önemli olan senin duygularındı,
Ve sen yapamadın başaramadın
Farklı bir şeyler vardı sende
Ve sen de farklı olsun istedin
Ama ben çok sıradan biriydim senin için.
Her neyse istediğin, bende değildi, bulamadın
Farkında mısın?
Az da olsa benziyoruz birbirimize;
Aslında senin aşktan falan korktuğun yok,
Aşkı yakalayamadın sadece
Aramızda ki tek fark;
Ben aradığımı sende buldum,
Sen ise hala arıyorsun.
Trabzon - 15.07.2004 taner bektaş
Sen De Seviyorsun
Bilsem ki beni gerçekten sevmiyorsun
O zaman sana derim hadi git yolun açık olsun
Ama içimde bir ümidin sesi tutuyor beni
Haykırıyor delice o hala seviyor diye seni.
Tavrın ve sözlerin belli bitti diyor
Kalbin ise bu aşkı unutmayı istiyor
Bir tek gözlerin seni ele veriyor
Onlar bile bu yalanı kabullenmiyor.
Anlıyorum bir kez gurur yaptın dönemiyorsun geri
Ne kadar çok isterdim o gururu yenmeni
Farkındayım belki de çok şey istiyorum senden
Çok mu zor söyle başlayabilmek yeniden
Seninle geçirdiğimiz o günleri hatırla
Belki yardımı olur bu aşkı yaşatmaya
Hiç hakkın yok kalbine kilitleri vurmaya
Ne de sevdiğin halde o sevgiden kaçmaya
Trabzon - 20.05.2004 taner bektaş
Bensizliği Hissedeceksin
Seni kıskanmam, sana değer vermem, seni sevmem hatta seni sıkmam....
Biliyor musun?
Bunların hepsini özleyecek, kendinde bir eksiklik hissedeceksin.
Çünkü artık ben yokum,
Duygularım, seni sıkan yanım, sınır tanımaz sevgim yok,
Seni kazanabilmek uğruna hayata kendini satan ben yokum...
Benim eksikliğimi hissetmen için,
Beni sevmiş olmana ya da hala seviyor olmana hiç gerek yok.
Zaten sen beni değil de, benim sana olan ilgimi sevmedin mi?
Bir de senin canını sıkan, seni üzen yanım olmasaydı diyorum,
Belki de hala senin yanında olurdum
Ve sen hala benim sevgilim olurdun...
Kim bilir?
Ama bazen hepimiz mutluluk oyunu oynamalıyız Pollyana gibi...
Ben de bunu yapıyorum.
Senden ayrı kalmanın güzel yanlarını yaşatıyorum kendimce;
Mesela, sen hayatımda olsaydın,
Beni sevdiğini düşünecektim,
Hatta kurduğum hayallerin (evlilik gibi..) tam ortasında olacaktın.
Geç te olsa hepsinin hayalden öteye gitmediğini anladım;
İşte sensizliğin güzel yanı bu...
Benim sevgimi hak etmediğinin farkına varmış olmam...
Bensizliği hissedeceksin!
Benim gibi sana değer veren birini bulana
Ya da taş kalbinin önüne geçip,
Bir başkasını, gerçekten sevene kadar...
Trabzon - 2004 taner bektaş
Seni Sevmek
Seni sevmek
Seninle ama sensiz yaşamak
Gözlerinin içine bakıp hapsolmak
Seni sevmek
Yalnız yatağımda seni hayal etmek
Kalktığımda yine seni düşünmek
Ve nereye bakarsam hep seni görmek
Seni sevmek
Bakışlarının manasını anlamak
Seni tanımak hatta tanımaya çalışmak
Bazen de tanımaktan vazgeçip
O anın tadını çıkarmak
Seni sevmek
Seni kıskanmak
Sahte bakışlardan, yalan sözlerden sakınmak.
Seni sevmek
Nefes alırken nefessiz kalmak
Aslında seni sevmek
Yaşarken ölmek demek!
Trabzon - 2004 taner bektaş
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?